ÜLKEMİZİN KIYMETİNİ BİLELİM
Birer fert olarak halkın çoğu zorluklar içerisinde olduğunu biliyor ve yaşıyoruz.
Çoğu kişi bu sıkıntıları anlatırken çıldırmış bir vaziyette saygısızlığa, küfre ve hakarete başvuruyor.
Öncelikle şunun bilinmesi şarttır ki şuan sadece Türkiye değil hemen hemen bütün ülkeler çok büyük sorunlarla boğuşuyor. Sorunlar küresel, ekonomik küresel, sağlık küresel…
Geçenlerde dış mensuplu bir yayın kuruluşu “Türkiye’nin dışarıda güçlü içeride zayıf’’ olduğunu yazdı.
Çoğunluk bana göre bazı gerçekleri ya görmüyor ya da artık öyle bir ruh haline bürünmüş ki görmek istemiyor.
Kuruluşundan bu yana hiçbir ülke yoktur ki refah ve huzur içerisinde yuvarlanıp gitsin.
Basit bir aile hayatında bile bazı zamanlar zorluk, acı ve ızdırap vardır. Bunları normal görmek ve sabırla karşılamak gerektir.
Lakin ülkemizden nefret eden, başkan seçilince ülkeyi karıştıracağına yeminler eden dış güçlerin nifak tohumlarına alet olunulacaksa eğer, ben bu durumu Aziz Nesin’i haklı çıkarmak adına girişilen bir eylem kabul ederim.
Dönüp geriye de bir bakılmalıdır.
Vakti zamanında şehir hastaneleri projesine ısrarla karşı çıkmış olanlar, salgın patlak verince adeta utançlarından teşekkür etme tenezzülünde bulunamamışlardır. Zira şehir hastaneleri salgınla başa çıkmanın önemli bir silahı haline gelmiştir.
En güçlü ülkelerde hastanelerin dolmasından ötürü hastaların dışarıda kaldığını, sokaklarda öldüğünü duymuşsunuzdur. Bu olayın bir örneği dahi Türkiye’de yaşanmamıştır.
Ülkemizde maddiyatın büyük bölümü askeri kanata harcanmıştır ki milletin refahı için zaruridir.
Türkiye’nin askeri harcamaları son on yılda %86 artmıştır.
Teknolojik gelişmeler ise 2019 yılından bu yana büyük bir hız kazanmış vaziyettedir.
İHA, SİHA, TİHA, KALKA, ATAK, Füze Avcısı KORKUT, İlk milli deniz füzesi ATMACA, Silahlı İnsansız Hava Aracı, ŞİMŞEK ve TURNA… Daha niceleri Savunma Sanayisine altın çağını yaşatıyor.
Bundan da herkes emin olsun ki altyapısıyla, ordusuyla ve teknolojik gelişmeleriyle şuan örnek ülke konumundayız.
Kıyas yapılacaksa eğer İngiltere’de stokların tükendiği de bilinmelidir. ABD aynı şekilde… Daha geçenlerde Putin, “petrol ve akaryakıt sıkıntısı’’ çektiklerini söyledi.
Zorluk şuan için her yerde var. Ülkemize has bir durum değildir.
Belki de çoğunluğumuz geçmişi özlüyor. Ya da unutuyor.
Şuan abartılı şekilde saygıyı da elden bırakarak sitem edenler 57. Hükümetin deprem için toplanan yardım paralarıyla memur maaşlarının ödendiği günleri çok çabuk unutuyor.
Terör güçlerinin ortalıkta elini kolunu sallayarak hareket ettikleri günleri çok çabuk unutuyor.
Şehrin en işlek yerlerinde güpegündüz faili meçhul cinayetlerin işlenmesiyle yaratılmak istenen korku ikliminin ülkeye verdiği huzursuzlukları çok çabuk unutuyor.
Gölcük depreminde onca cesedin günlerce ortada kaldığı zamanları çok çabuk unutuyor.
Kuyruklar, karaborsacılık, dış ülke liderlerinin yanında el pençe divan durulan zamanları çok çabuk unutuyor.
Sorunlar var mıdır, elbette ki vardır.
Beni üzen sorunların başında tarımın iflası vardır mesela. Lakin bununda güçlü sebeplerinden biri değişen iklim durumudur. Yani sebep yine küreseldir.
Tutturulmuş bir işsizlik sorunu…
İşsizlik diye bir sorun yoktur. İşçi bulamayan patron yahut usta sorunu vardır.
Bu durum yüzlerce kez şahit olduğum bir konudur.
Kısacası sorun vardır lakin çözecek irade de mevcuttur. Buna inanıyorum.
Ülkemize sebatle, inançla, birlikte sahip çıkmak zorundayız.
Şuan için benden sadece hatırlatması…
Birer fert olarak halkın çoğu zorluklar içerisinde olduğunu biliyor ve yaşıyoruz.
Çoğu kişi bu sıkıntıları anlatırken çıldırmış bir vaziyette saygısızlığa, küfre ve hakarete başvuruyor.
Öncelikle şunun bilinmesi şarttır ki şuan sadece Türkiye değil hemen hemen bütün ülkeler çok büyük sorunlarla boğuşuyor. Sorunlar küresel, ekonomik küresel, sağlık küresel…
Geçenlerde dış mensuplu bir yayın kuruluşu “Türkiye’nin dışarıda güçlü içeride zayıf’’ olduğunu yazdı.
Çoğunluk bana göre bazı gerçekleri ya görmüyor ya da artık öyle bir ruh haline bürünmüş ki görmek istemiyor.
Kuruluşundan bu yana hiçbir ülke yoktur ki refah ve huzur içerisinde yuvarlanıp gitsin.
Basit bir aile hayatında bile bazı zamanlar zorluk, acı ve ızdırap vardır. Bunları normal görmek ve sabırla karşılamak gerektir.
Lakin ülkemizden nefret eden, başkan seçilince ülkeyi karıştıracağına yeminler eden dış güçlerin nifak tohumlarına alet olunulacaksa eğer, ben bu durumu Aziz Nesin’i haklı çıkarmak adına girişilen bir eylem kabul ederim.
Dönüp geriye de bir bakılmalıdır.
Vakti zamanında şehir hastaneleri projesine ısrarla karşı çıkmış olanlar, salgın patlak verince adeta utançlarından teşekkür etme tenezzülünde bulunamamışlardır. Zira şehir hastaneleri salgınla başa çıkmanın önemli bir silahı haline gelmiştir.
En güçlü ülkelerde hastanelerin dolmasından ötürü hastaların dışarıda kaldığını, sokaklarda öldüğünü duymuşsunuzdur. Bu olayın bir örneği dahi Türkiye’de yaşanmamıştır.
Ülkemizde maddiyatın büyük bölümü askeri kanata harcanmıştır ki milletin refahı için zaruridir.
Türkiye’nin askeri harcamaları son on yılda %86 artmıştır.
Teknolojik gelişmeler ise 2019 yılından bu yana büyük bir hız kazanmış vaziyettedir.
İHA, SİHA, TİHA, KALKA, ATAK, Füze Avcısı KORKUT, İlk milli deniz füzesi ATMACA, Silahlı İnsansız Hava Aracı, ŞİMŞEK ve TURNA… Daha niceleri Savunma Sanayisine altın çağını yaşatıyor.
Bundan da herkes emin olsun ki altyapısıyla, ordusuyla ve teknolojik gelişmeleriyle şuan örnek ülke konumundayız.
Kıyas yapılacaksa eğer İngiltere’de stokların tükendiği de bilinmelidir. ABD aynı şekilde… Daha geçenlerde Putin, “petrol ve akaryakıt sıkıntısı’’ çektiklerini söyledi.
Zorluk şuan için her yerde var. Ülkemize has bir durum değildir.
Belki de çoğunluğumuz geçmişi özlüyor. Ya da unutuyor.
Şuan abartılı şekilde saygıyı da elden bırakarak sitem edenler 57. Hükümetin deprem için toplanan yardım paralarıyla memur maaşlarının ödendiği günleri çok çabuk unutuyor.
Terör güçlerinin ortalıkta elini kolunu sallayarak hareket ettikleri günleri çok çabuk unutuyor.
Şehrin en işlek yerlerinde güpegündüz faili meçhul cinayetlerin işlenmesiyle yaratılmak istenen korku ikliminin ülkeye verdiği huzursuzlukları çok çabuk unutuyor.
Gölcük depreminde onca cesedin günlerce ortada kaldığı zamanları çok çabuk unutuyor.
Kuyruklar, karaborsacılık, dış ülke liderlerinin yanında el pençe divan durulan zamanları çok çabuk unutuyor.
Sorunlar var mıdır, elbette ki vardır.
Beni üzen sorunların başında tarımın iflası vardır mesela. Lakin bununda güçlü sebeplerinden biri değişen iklim durumudur. Yani sebep yine küreseldir.
Tutturulmuş bir işsizlik sorunu…
İşsizlik diye bir sorun yoktur. İşçi bulamayan patron yahut usta sorunu vardır.
Bu durum yüzlerce kez şahit olduğum bir konudur.
Kısacası sorun vardır lakin çözecek irade de mevcuttur. Buna inanıyorum.
Ülkemize sebatle, inançla, birlikte sahip çıkmak zorundayız.
Şuan için benden sadece hatırlatması…