Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde Ekonomi Haber Müdürleri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu.
"DÜNYADA ENFLASYONLA MÜCADELENİN BELLİ BİR AŞAMASINDA BİR KIRILMA BEKLENİYOR"
Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bakarsanız 2003 sonrası döneme hem enflasyon düştü hem büyüme arttı yani bu olmayacak bir şey değil pratikte de tarihte de olmuş şeyler bunlar. Teorik olarak belki matematiksel birtakım şeyler olabilir burada 'trade off' dedikleri 'ya o-ya bu' gibi bazen tercihler tartışılabilir, ama genel doğru bu olabilir, ama konjonktür, durum, siyasi ortam bütün bunlar fiili gelişmeleri farklılaştırabilir. Bunu biz yaşadık yani teorik bir şeyden bahsetmiyorum. 2003'ten sonraki dönem 2002'den sonra bakın o 5 yıla hem enflasyon düştü hem büyüme arttı aynı dönemde oldu. Bu demek ki oluyor. Ama bunun olması için dediğim gibi hem büyümenin kompozisyonu önemli hem de güven ortamı, örneğin dış piyasalardan gelecek, dış dünyadan gelecek katkı ki önümüzdeki dönem yine bazı arkadaşlarımız söylediler dünyada enflasyonla mücadelenin belli bir aşamasında bir kırılma bekleniyor, dünya için söylüyorum, daha genişleyici bir çerçeveye doğru gidebilir. Bir taraftan da Türkiye'deki bu disiplinli yaklaşım daha fazla sermayeyi Türkiye'ye cezbedebilir ve bunun getireceği bir büyüme ortamı görebiliriz. Özellikle doğrudan yatırımlarda, yatırım ortamını iyileştirerek yapacağınız çalışmalar. Yine yapısal reformlar konusunda attığınız adımlar, güven ortamı anlamında yaptığınız çalışmalar, bütün bunlar büyüme perspektifinizi de güçlendirici çalışmalar, dolayısıyla olmayacak iş değil, ama tabi ki kolay değil, onun da altını tekrar çizmek isterim" dedi. "ENFLASYONLA ÇOK YÖNLÜ, KOORDİNELİ BİR ŞEKİLDE MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK"
Yılmaz, "Dolayısıyla şu an itibariyle ben farklı bir öngörüde bulunmanın doğru olduğunu düşünmüyorum, ama Merkez Bankamız tabii ki kendine göre değerlendirmeler yapar, yeniden bakar. Beklentilerin teknik çalışmalardan biraz daha yüksek olması normal, çünkü beklentiler biraz geçmişe göre şekillenir. Bu biraz zaman alacak elbette, ama o beklentileri kırma yönünde bir süreç içinde olduğumuzu da ifade edebilirim. Enflasyonla çok yönlü, koordineli bir şekilde mücadelemiz devam edecek. Bir taraftan para politikaları, bir taraftan maliye politikaları, diğer taraftan yapısal reformlar bütün bunlarla birlikte enflasyon bizim için çok çok öncelikli bir mesele mücadelemizi devam ettireceğiz" diye konuştu.
"EVDE TUTTUKLARI ZAMAN HİÇBİR GETİRİSİ OLMUYOR NE DÖVİZİN NE ALTININ"
Yastık altı altınların ve dövizlerin ekonomiye kazandırılmasına ilişkin konuşan Yılmaz, "Tasarruf sahipleri altınlarını, evde tuttukları zaman hiçbir getirisi olmuyor ne dövizin ne altının... Tasarruf sahibine bir defa bir getirisi olmuyor. Makroekonomi anlamında da bu tasarrufların üretken alanlara destek olmasına engel olmuş oluyoruz. Ben bazen söylüyorum, Amerika dolarını evinizde tutuğunuzda Amerika'ya sıfır faizle kredi açmış oluyorsunuz, yani hiçbir bedel almadan Amerika'ya sonuçta sıfır faizle bir kredi vermiş oluyorsunuz. Bu diğer dövizler için de geçerli, altın için de geçerli. Burada sorunumuz şu: İnsanlar altın alır, döviz alır, başka bir şey alır onunla ilgili bir yorum yapmıyorum. Sisteme dahil olmalı bunlar, bir şekilde bu tasarruflar üretken alanlara kanalize edilebilmeli ve bu yolla hem makroekonomimize katkıda bulunmalı bu kaynaklar hem de bunları elinde tutan tasarruf sahiplerine daha fazla getiri sağlamalı, ikisini aynı anda gözeten bir yaklaşım olmalı" ifadelerini kullandı. Gözden KaçmasınBankalar emekli maaş promosyonlarını güncelledi... Hangi banka emekliye ne kadar maaş promosyonu veriyor? Emeklilere 15 bin TL'ye kadar maaş promosyonuHaberi Görüntüle"KÖKLÜ ÇÖZÜM ENFLASYONU DÜŞÜRMEK"
Konut kiralarında yüzde 25 limitine ilişkin açıklamalar yapan Yılmaz, "Bu evlerde yüzde 25 kira limiti; bunu tartışıyoruz zaman zaman. Burada aslolan, enflasyon düşürmek tabi, enflasyonu düşürürseniz bu tür konulara da çok fazla ihtiyacınız kalmaz. Esas köklü çözüm enflasyonu tabi ki düşürmek; biz de bu perspektifle hareket ediyoruz. 2024'te bir dezenflasyon yılı, özellikle yıl ortasında belirgin az önce söylediğim gibi bir düşüş bekliyoruz" dedi "EMEKLİLERİ ENFLASYONA EZDİRMEMEK, BU ANA PRENSİBİMİZ"
Emekli maaşlarıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Hiçbir zaman çalışanları, emeklileri enflasyona ezdirmemek, bu ana prensibimiz. 20 yılımıza baktığınızda da bunu fiilen uyguladığımızı görürsünüz. Ama bazı emekli aylıklarının şu veya bu sebeple, düşük prim ödeme olabilir, az süre çalışma olabilir, burada bu işi daha iyi bilen uzman arkadaşlarımız da var. Ücreti düşük olanlar var, bunları 7 bin 500'e kanunla getirdiğinizde kök ücret düşük kaldığı için bir sonraki oransal artışlarda sorun yaşanabiliyor, böyle bir durumla karşı karşıyayız doğrusu. Ama bir taraftan da normal primiyle bu civarda yine maaş alanlar var, şimdi ikisini birbirinden ayırmak lazım. Yani kök ücreti de 7 bin 500 civarında olan bir topluluk da var, dolayısıyla o sayıların hepsini kök ücreti 7 bin 500'den düşük diye görmemek lazım, 7 bin 400 vardır, 300 vardır, en düşük 5 bin-5 bin 500'ler civarında diye biliyorum, ama burada bir skala var. Ona yakın olan kök ücreti olan var, daha uzak olan var, buralarda da bir anlamda bir sosyal denge anlamında kanuni düzenlemeyle oluyor bunlar biliyorsunuz, idari kararla gerçekleşen şeyler değil, bir kanun gerekiyor. Az önce bahsettiğim emekliler ve SSK, BAĞKUR arasındaki dengelenme konusunda da yine bir kanuni düzenleme ihtiyacı var. Biliyorsunuz son dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız ilan etti o desteğimizi, asgari ücret belirlenirken kayıt dışılık artmasın, işletmelerimizin rekabet gücü korunsun, istihdam korunsun diye kamu da bir fedakârlık yaptı orada. Yanlış hatırlamıyorsam bir 700 lira katkı olacak bu asgari ücretlilerimizle ilgili. Daha önce de vergi dışı bırakmıştık zaten, oradan da çok büyük bir gerçekten vergi harcaması söz konusu, sıfır vergi alıyoruz bütün asgari ücrete kadar olan tüm gelirlerden" şeklinde konuştu.
"DÜNYADA ENFLASYONLA MÜCADELENİN BELLİ BİR AŞAMASINDA BİR KIRILMA BEKLENİYOR"
Cumhurbaşkanı yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bakarsanız 2003 sonrası döneme hem enflasyon düştü hem büyüme arttı yani bu olmayacak bir şey değil pratikte de tarihte de olmuş şeyler bunlar. Teorik olarak belki matematiksel birtakım şeyler olabilir burada 'trade off' dedikleri 'ya o-ya bu' gibi bazen tercihler tartışılabilir, ama genel doğru bu olabilir, ama konjonktür, durum, siyasi ortam bütün bunlar fiili gelişmeleri farklılaştırabilir. Bunu biz yaşadık yani teorik bir şeyden bahsetmiyorum. 2003'ten sonraki dönem 2002'den sonra bakın o 5 yıla hem enflasyon düştü hem büyüme arttı aynı dönemde oldu. Bu demek ki oluyor. Ama bunun olması için dediğim gibi hem büyümenin kompozisyonu önemli hem de güven ortamı, örneğin dış piyasalardan gelecek, dış dünyadan gelecek katkı ki önümüzdeki dönem yine bazı arkadaşlarımız söylediler dünyada enflasyonla mücadelenin belli bir aşamasında bir kırılma bekleniyor, dünya için söylüyorum, daha genişleyici bir çerçeveye doğru gidebilir. Bir taraftan da Türkiye'deki bu disiplinli yaklaşım daha fazla sermayeyi Türkiye'ye cezbedebilir ve bunun getireceği bir büyüme ortamı görebiliriz. Özellikle doğrudan yatırımlarda, yatırım ortamını iyileştirerek yapacağınız çalışmalar. Yine yapısal reformlar konusunda attığınız adımlar, güven ortamı anlamında yaptığınız çalışmalar, bütün bunlar büyüme perspektifinizi de güçlendirici çalışmalar, dolayısıyla olmayacak iş değil, ama tabi ki kolay değil, onun da altını tekrar çizmek isterim" dedi. "ENFLASYONLA ÇOK YÖNLÜ, KOORDİNELİ BİR ŞEKİLDE MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK"
Yılmaz, "Dolayısıyla şu an itibariyle ben farklı bir öngörüde bulunmanın doğru olduğunu düşünmüyorum, ama Merkez Bankamız tabii ki kendine göre değerlendirmeler yapar, yeniden bakar. Beklentilerin teknik çalışmalardan biraz daha yüksek olması normal, çünkü beklentiler biraz geçmişe göre şekillenir. Bu biraz zaman alacak elbette, ama o beklentileri kırma yönünde bir süreç içinde olduğumuzu da ifade edebilirim. Enflasyonla çok yönlü, koordineli bir şekilde mücadelemiz devam edecek. Bir taraftan para politikaları, bir taraftan maliye politikaları, diğer taraftan yapısal reformlar bütün bunlarla birlikte enflasyon bizim için çok çok öncelikli bir mesele mücadelemizi devam ettireceğiz" diye konuştu.
"EVDE TUTTUKLARI ZAMAN HİÇBİR GETİRİSİ OLMUYOR NE DÖVİZİN NE ALTININ"
Yastık altı altınların ve dövizlerin ekonomiye kazandırılmasına ilişkin konuşan Yılmaz, "Tasarruf sahipleri altınlarını, evde tuttukları zaman hiçbir getirisi olmuyor ne dövizin ne altının... Tasarruf sahibine bir defa bir getirisi olmuyor. Makroekonomi anlamında da bu tasarrufların üretken alanlara destek olmasına engel olmuş oluyoruz. Ben bazen söylüyorum, Amerika dolarını evinizde tutuğunuzda Amerika'ya sıfır faizle kredi açmış oluyorsunuz, yani hiçbir bedel almadan Amerika'ya sonuçta sıfır faizle bir kredi vermiş oluyorsunuz. Bu diğer dövizler için de geçerli, altın için de geçerli. Burada sorunumuz şu: İnsanlar altın alır, döviz alır, başka bir şey alır onunla ilgili bir yorum yapmıyorum. Sisteme dahil olmalı bunlar, bir şekilde bu tasarruflar üretken alanlara kanalize edilebilmeli ve bu yolla hem makroekonomimize katkıda bulunmalı bu kaynaklar hem de bunları elinde tutan tasarruf sahiplerine daha fazla getiri sağlamalı, ikisini aynı anda gözeten bir yaklaşım olmalı" ifadelerini kullandı. Gözden KaçmasınBankalar emekli maaş promosyonlarını güncelledi... Hangi banka emekliye ne kadar maaş promosyonu veriyor? Emeklilere 15 bin TL'ye kadar maaş promosyonuHaberi Görüntüle"KÖKLÜ ÇÖZÜM ENFLASYONU DÜŞÜRMEK"
Konut kiralarında yüzde 25 limitine ilişkin açıklamalar yapan Yılmaz, "Bu evlerde yüzde 25 kira limiti; bunu tartışıyoruz zaman zaman. Burada aslolan, enflasyon düşürmek tabi, enflasyonu düşürürseniz bu tür konulara da çok fazla ihtiyacınız kalmaz. Esas köklü çözüm enflasyonu tabi ki düşürmek; biz de bu perspektifle hareket ediyoruz. 2024'te bir dezenflasyon yılı, özellikle yıl ortasında belirgin az önce söylediğim gibi bir düşüş bekliyoruz" dedi "EMEKLİLERİ ENFLASYONA EZDİRMEMEK, BU ANA PRENSİBİMİZ"
Emekli maaşlarıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Hiçbir zaman çalışanları, emeklileri enflasyona ezdirmemek, bu ana prensibimiz. 20 yılımıza baktığınızda da bunu fiilen uyguladığımızı görürsünüz. Ama bazı emekli aylıklarının şu veya bu sebeple, düşük prim ödeme olabilir, az süre çalışma olabilir, burada bu işi daha iyi bilen uzman arkadaşlarımız da var. Ücreti düşük olanlar var, bunları 7 bin 500'e kanunla getirdiğinizde kök ücret düşük kaldığı için bir sonraki oransal artışlarda sorun yaşanabiliyor, böyle bir durumla karşı karşıyayız doğrusu. Ama bir taraftan da normal primiyle bu civarda yine maaş alanlar var, şimdi ikisini birbirinden ayırmak lazım. Yani kök ücreti de 7 bin 500 civarında olan bir topluluk da var, dolayısıyla o sayıların hepsini kök ücreti 7 bin 500'den düşük diye görmemek lazım, 7 bin 400 vardır, 300 vardır, en düşük 5 bin-5 bin 500'ler civarında diye biliyorum, ama burada bir skala var. Ona yakın olan kök ücreti olan var, daha uzak olan var, buralarda da bir anlamda bir sosyal denge anlamında kanuni düzenlemeyle oluyor bunlar biliyorsunuz, idari kararla gerçekleşen şeyler değil, bir kanun gerekiyor. Az önce bahsettiğim emekliler ve SSK, BAĞKUR arasındaki dengelenme konusunda da yine bir kanuni düzenleme ihtiyacı var. Biliyorsunuz son dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız ilan etti o desteğimizi, asgari ücret belirlenirken kayıt dışılık artmasın, işletmelerimizin rekabet gücü korunsun, istihdam korunsun diye kamu da bir fedakârlık yaptı orada. Yanlış hatırlamıyorsam bir 700 lira katkı olacak bu asgari ücretlilerimizle ilgili. Daha önce de vergi dışı bırakmıştık zaten, oradan da çok büyük bir gerçekten vergi harcaması söz konusu, sıfır vergi alıyoruz bütün asgari ücrete kadar olan tüm gelirlerden" şeklinde konuştu.