Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren İZDOĞA ve İZENERJİ şirketlerinde çalışan işçiler olarak, haksız şekilde işten çıkarıldık.
10 gündür belediye binası önünde oturma eylemindeyiz.
Çok uzun süren mülakat süreçlerinin ardından, mülakatlarımız tamamlandıktan sonra da işe başlamak için uzun süre bekletildikten sonra iş başı yapabildik. İşimize son verilen süreci meşrulaştırmak için kullanılan bazı ifadeler ne yazık ki kamuoyunu yanıltıyor.
Bize bankamatik memuru ya da fazlalık personel muamelesi yapılıyor ancak durum böyle değil gerçekleri bizden dinlemenizi isteriz. Hepimiz işinin başındayken işten atıldığı bilgisini aldık. Kimimiz sınıfta öğrencileriyle dersteydi, kimimiz katı atıkta çöp ayrıştırıyordu, kimimiz sırtında yük taşıyordu. Çalıştığımız birimlerde eksik personelle çalışıyorduk, birçoğumuz çalıştığı şu kısa zamanda bile fazla mesai yapmak zorunda bırakıldık.
İşten atılan bir arkadaşımız depremzede, eşi hasta ve tedavi sürecinde ama bu süreçte eşini de bizi de yalnız bırakmıyor.
Bir arkadaşımızın bir kaç gün sonra düğünü var.
Kimimiz iş başı yapacağı bilgisini aldığında eski çalıştığı yerden tazminatlarını yakarak belediyede işe başladı.
Çocuğu yoğun bakımda yatarken işe alındığı haberini alan arkadaşımız var.
Direniş alanına gelirken yol parasını karşılayamayan arkadaşlarımız var.
Hepimizin hikâyesi farklı ortak noktamız haklılığımız.Söylemek zorundayız ki sürecin başından bu yana yanlış bilgiler kasıtlı olarak kamuoyunda dolaşımı sokulmakta. İşten çıkarılan sayısı iddia edildiği gibi 20 değil, bize ulaşan 150’yi aşkın arkadaşımızın işine son verilmiş durumda. Ve işten çıkarılacakların sayısının binleri bulabileceği konuşulmakta. Bir diğer yanlış bilgi ise işine son verilebilenlerin yalnızca büro personeli olduğu ve herkese başka iş kollarında çalışması için teklifte bulunulduğu yalanı. Oysa bizler işine son verildiğinin bilgisi dahi verilmeden günlerce çalışmaya devam eden arkadaşlarımız var. Üstelik yalnızca büro işçisi değil, içimizde katı atık işçileri, ataması yapılmayan öğretmenler, kapsam dışı 15 mühendis arkadaşımız ve daha çok sayıda farklı işleri üretenlerimiz var. Biz hakkımız olanı istiyoruz, seçimlerde aday belirleme süreçleri de buralarda yaşanan kişisel kavgalar da biz emekçilerin gündemi değil, eski yönetimle yeni yönetim arasında yaşanan siyasi çekişmelerde olan biz emekçilere oluyor. Buradan Sayın Cemil Tugay’a ve CHP yönetimine sesleniyoruz bu haksızlığa dur demek iki dudağınız arasından çıkan bir sözcüğe bakar. Biz hakkımızın bilincindeyiz, bir araya geldiğimizde güçlü olduğumuzun farkındayız. Yalnızca hakkımızı istiyoruz. Tüm yurttaşların hak ettiği gibi insanca şartlarda çalışıp yaşamımızı kazanmak istiyoruz.Hakkımız olanı, işimizi alana kadar hiçbir yere gitmeyeceğiz! Biz haklıyız, biz kazanacağız!
10 gündür belediye binası önünde oturma eylemindeyiz.
Çok uzun süren mülakat süreçlerinin ardından, mülakatlarımız tamamlandıktan sonra da işe başlamak için uzun süre bekletildikten sonra iş başı yapabildik. İşimize son verilen süreci meşrulaştırmak için kullanılan bazı ifadeler ne yazık ki kamuoyunu yanıltıyor.
Bize bankamatik memuru ya da fazlalık personel muamelesi yapılıyor ancak durum böyle değil gerçekleri bizden dinlemenizi isteriz. Hepimiz işinin başındayken işten atıldığı bilgisini aldık. Kimimiz sınıfta öğrencileriyle dersteydi, kimimiz katı atıkta çöp ayrıştırıyordu, kimimiz sırtında yük taşıyordu. Çalıştığımız birimlerde eksik personelle çalışıyorduk, birçoğumuz çalıştığı şu kısa zamanda bile fazla mesai yapmak zorunda bırakıldık.
İşten atılan bir arkadaşımız depremzede, eşi hasta ve tedavi sürecinde ama bu süreçte eşini de bizi de yalnız bırakmıyor.
Bir arkadaşımızın bir kaç gün sonra düğünü var.
Kimimiz iş başı yapacağı bilgisini aldığında eski çalıştığı yerden tazminatlarını yakarak belediyede işe başladı.
Çocuğu yoğun bakımda yatarken işe alındığı haberini alan arkadaşımız var.
Direniş alanına gelirken yol parasını karşılayamayan arkadaşlarımız var.
Hepimizin hikâyesi farklı ortak noktamız haklılığımız.Söylemek zorundayız ki sürecin başından bu yana yanlış bilgiler kasıtlı olarak kamuoyunda dolaşımı sokulmakta. İşten çıkarılan sayısı iddia edildiği gibi 20 değil, bize ulaşan 150’yi aşkın arkadaşımızın işine son verilmiş durumda. Ve işten çıkarılacakların sayısının binleri bulabileceği konuşulmakta. Bir diğer yanlış bilgi ise işine son verilebilenlerin yalnızca büro personeli olduğu ve herkese başka iş kollarında çalışması için teklifte bulunulduğu yalanı. Oysa bizler işine son verildiğinin bilgisi dahi verilmeden günlerce çalışmaya devam eden arkadaşlarımız var. Üstelik yalnızca büro işçisi değil, içimizde katı atık işçileri, ataması yapılmayan öğretmenler, kapsam dışı 15 mühendis arkadaşımız ve daha çok sayıda farklı işleri üretenlerimiz var. Biz hakkımız olanı istiyoruz, seçimlerde aday belirleme süreçleri de buralarda yaşanan kişisel kavgalar da biz emekçilerin gündemi değil, eski yönetimle yeni yönetim arasında yaşanan siyasi çekişmelerde olan biz emekçilere oluyor. Buradan Sayın Cemil Tugay’a ve CHP yönetimine sesleniyoruz bu haksızlığa dur demek iki dudağınız arasından çıkan bir sözcüğe bakar. Biz hakkımızın bilincindeyiz, bir araya geldiğimizde güçlü olduğumuzun farkındayız. Yalnızca hakkımızı istiyoruz. Tüm yurttaşların hak ettiği gibi insanca şartlarda çalışıp yaşamımızı kazanmak istiyoruz.Hakkımız olanı, işimizi alana kadar hiçbir yere gitmeyeceğiz! Biz haklıyız, biz kazanacağız!