YORGUN DÜNYANIN, YORGUN İNSANLARI...

YORGUN DÜNYANIN YORGUN İNSANLARI… Bugün sizlerle son zamanlarda çoğunlukla hepimizin bulunduğu ruh halini yani 'yorgunluktan' bahsedeceğim

YORGUN DÜNYANIN YORGUN İNSANLARI…
Bugün sizlerle son zamanlarda çoğunlukla hepimizin bulunduğu ruh halini yani “yorgunluktan” bahsedeceğim...
Çoğunlukla diyorum çünkü her gün biraz daha sorunların artığı toplumda, her gün kalabalıklaşan şehir hayatında yaşamımızı devam ettirmek için mücadele etmekteyiz.
Verdiğimiz her mücadelenin sonucu güzel de kötü de bitse ruh hali olarak yorgunlukla sonuçlanmaktadır.
İçinde bulunduğumuz bu durumu çok sevdiğim büyüklerimden olan dedemin bir sözü ile ifade etmek isterim;
“Kaporta sağlam fakat motor çürük…”
Evet, günümüz insanı olarak her birimiz bakımlı ve güzel görünmeye özen gösteriyoruz fakat ruhsal olarak çöküntüler yaşamaktayız.
Gün içinde kendimiz dışında birçok kişiye yetebilmek için kendimizden ödün veriyoruz.
Mesela; eşimizi mutlu etmek için onun sorumluluklarını da kendimize yüklüyoruz veya çocuklarımız zorluk görmesin diye bütün sorumluluklarını kolaylaştırıyoruz.
Günün sonunda geriye kalan yorgunluk...
Gün içinde yaptığımız işler vücudumuzu yorarken yüklediğimiz duygusal yüklerse ruhumuzu yormaktadır. Uyuduğumuzda beden dinlenir de ruhumuz dinlenmez. Bu sebeptendir ki uyuduğumuz halde yorgun uyanmalarımız…
Ben bu duruma, “Yorgun dünyanın yorgun insanları…” diyorum.
Neden mi?
Eskiye nazaran dünyanın da kapasitesi dolmakta. Kapasiteden kastım insanoğlu tarafından uğradığı beşeri faaliyetler her geçen gün daha da artmakta, doğal kaynakları azalmakta.
Üzerinde taşıdığı insanoğlu üretmek yerine sürekli tüketme durumunda!
İnsanoğlu yaşamında kendine değer vermezken yaşadığı dünyaya nasıl değer versin değil mi?
Oysa eskiden üreten bir toplum, bedenen yorulan bireyler varmış.
Yani rol paylaşımı yapılmış bir dünya varmış. İnsanlar bedenen yorulsalar da huzur varmış...
Günümüz toplumunda ise maalesef “Yorgun dünyanın yorgun insanları…” var.
Gün içerisinde çevremizdeki bireylerden şu cümleleri duyuyoruz;
“Hafta nasıl bitti anlamadım”
“Hiçbir şey yapmadım ama çok yoruldum”
“25 yaşındayım fakat 60-70 hissediyorum” gibi ifadeler…
Bu ifadeler kullanmamızdaki sebep ise ruhen yorgunluklarımızı dinlendiremememiz.
Peki, bu durumu nasıl çözeriz? Yani ruh yorgunluklarımızı nasıl dinlendirebiliriz?
Hemen cevap veriyorum; “Kendimizi sevdiğimizde, değerli hissettiğimizde!”
Meditasyon, yoga gibi terapi yöntemleriyle rahatladığımızda.
Sorumluluklarımızı rol paylaşımıyla hafiflettiğimizde…
Kaostan uzak durup sorun yaratmak yerine çözüm üreten bireyler olduğumuzda.
Psikolojik sorunlar yaşadığımızı kabullenip psikolog, danışmanlara danışan bireyler olduğumuzda, emin olun ruhlarınızın da bedenimiz gibi dinlendiğini göreceksiniz…
Ruhen dinlenen dinç bireylerin olduğu bir toplum diliyorum.