Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman ile KANSER ile Mücadeleyi konuştuk

TÜRK KANSER DERNEĞİ BAŞKANI BURAK DURUMAN İLE KANSER İLE MÜCADELEYİ KONUŞTUK… Burak Duruman ve Ezgi Polat… Kanser Savaşçıları… Türk Kanser Derneği'nin uzun yıllar başkanlığını yapan babası, merhum iş

TÜRK KANSER DERNEĞİ BAŞKANI BURAK DURUMAN İLE KANSER İLE MÜCADELEYİ KONUŞTUK…

Burak Duruman ve Ezgi Polat… Kanser Savaşçıları… Türk Kanser Derneği’nin uzun yıllar başkanlığını yapan babası, merhum iş insanı Bilger Duruman’dan bayrağı devralan Burak Duruman ve ekibi güçlü bir şekilde kanser ile mücadele veriyor. Kanser hastalarına umut oluyor ve günün birinde bu hastalığın sıradan bir hastalık olacağına inanıyor. Bunun için çok büyük mücadele veriyorlar.  Lakin bir birey olarak şuna inanıyorum. Böylesine büyük bir sorun ile mücadele eden bu vefakâr ekip ve dernek yalnız başına bırakılmamalıdır. Bağışlar başıboş işlere yapılacağına böylesine umut vadeden yerlere yapılmalıdır. Kesinlikle Türk kanser derneğine hepimiz destek vermeli, onlara bu kutsal yolda yardımcı olmalıyız. Kutsal yol diyorum çünkü umudunu kaybetmiş hastalarımıza umut aşılamak, onlara yeni bir hayat bahşedebilmek için didinmek şüphesiz kutsal bir davranış ve hedeftir.

SORU1: Hocam merhabalar, sizin kansere karşı mücadeleniz aslında babanızın hikayesiyle başlıyor. Babanız Türk Kanser Derneği’nin başkanıydı.Sonrasında derneğin çalışmalarınızı siz üstlendiniz. Bu süreci biraz anlatmak ister misiniz?

- Benden öncesinde babam Bilger Duruman başkandı. Ben aslında bir iş adamıyım. Babamı kanserden kaybettim ve onun vasiyeti ile Türk Kanser Derneği Başkanı oldum. Babam ülkemize kansere karşı yeni tedavilerin gelmesine ön ayak olmuştur. Ve Türk Kanser Derneği’ni de son günlerine kadar bırakmadı. Vasiyeti ile derneğin yönetimine geldikten sonra ben de işlerimi yavaşlatarak tüm hayatımı Türk Kanser Derneği’ne verdim.

SORU2: Kanser hastalığında en öneli olgu ön teşhistir diyorsunuz. Peki, güzel bir ön teşhis nasıl yapılmalı? Yani MR, tomoğrafi, röntgen gibi işlemleri gerçekleştiren bir hasta çıkan olumlu sonuca karşı rahat olabilir mi? Ya da bu hususta mutlak bir chek-up şart mı?

-Sağlık bakanlığı standartlarına göre birçok kanser türünde belli aralıklarla yaşa göre değişim gösteren tarama tetkikleri yapmak gerekli. Taraması olmayan kanser türleri içinde vücudu tanımak çok önemlidir. Vücudumuzda 15 günü aşkın süren değişiklikler olduğunu tespit edince mutlaka bir uzmana danışmalıyız. Bu değişiklikler bazen bir benin şekil veya renk değişimi olabilir bazen sebepsiz gelişen ağrı veya öksürük olabilir bazense herhangi bir yerde daha önce olmayan şişlik veya sertlik olabilir. Bunun dışında kansere risk faktörü olarak görülen ve önlenebilir olan çevresel faktörlerden mutlaka kendimizi sakınmalıyız; sigarayı bırakmalı, egzersiz yapmalı ve doğru kiloda olmalıyız. Tüm bunlara dikkat edip vakti geldiğinde taramalarımızı da ihmal etmezsek güvenli taraftayız demektir.

“YAPILAN BİR LİRA BAĞIŞ BİLE BİRİKE BİRİKE ÇOĞU HASTAYA UMUT OLABİLİYOR.”


SORU3. Sizin başkanlığınızdaki Kanser Derneği’nin çalışma stili nasıldır? Örneğin finansmanı nasıl sağlıyorsunuz?

- Ülkemizde ne yazık ki çok bağış yapılmıyor. Şöyle ki sadece süreci yaşayanlar, bilenler duyarlı oluyor. Ama böyle olmamalı. Çünkü kanser hepimizin başına gelebilir. Ve genellikle bağış denilince çok büyük rakamları düşünüyorlar, 1 lira bağış yapmayı az buluyorlar. Oysaki o 1 liralar birike birike pek çok hastaya umut olabiliyor. Damlaya damlaya göl olur dedikleri gibi. Mesela 3853 SMS hattımıza DESTEK yazıp mesaj atarak 10 TL bağış yapılabiliyor. Ama ne yazık ki gelen bağış sayısı içler acısı diyebilirim. Vatandaşlarımızın başlarına gelmeden duyarlı olmaları, ve yapacakları bağışları az görmemeleri çok önemli.  Bireysel bağışlar haricinde Türk Kanser Derneği olarak ürettiğimiz projelerde firmalar destekçimiz oluyor. Örneğin Ücretsiz Kanser Taraması Kayıt Aracı projemiz için bir çok destekçi firmamız bağışlarıyla yanımızda olarak yüzlerce vatandaşımızın kanser taramasının yapılmasına katkı sağladı.

“KANSER HASTALARIMIZIN SORUNLARINA ÇÖZÜM AMACIYLA MUCİZE EVİNİ HAYATA GEÇİRDİK.”


SORU4: Siz kanser hastalarına umut olabilmek için kendi imkânlarınızla “MUCİZE EVİ” adında bir yer yaptınız. Kanser hastalarına burada tedavi sağlıyorsunuz. Bize mucize evinden bahseder misiniz? Ayrıca mucize evine gelmek isteyen kanser hastalarımız size nasıl ulaşım sağlayabilir?

- Gerek yetişkin gerek çocuklarımızın, ikamet ettikleri şehirde onkoloji hastanesi bulunmadığı ve/veya büyük şehir hastanelerimize gelmeleri elzem olduğu şartlarda, maddi imkânsızlıklardan dolayı başlarını sokacak bir ev bulamamaktadırlar. Kanserle mücadele eden evlatlarımız ve aileleri, yazın park, bahçelerde; kışın da akrabalarının evlerine sığınarak tedavilerine devam etmeye çalışmaktadırlar. Daha da acısı ise, onkoloji hastanelerinin bulunduğu şehirlerimizde kalacak yeri olmadığı için kanser tedavisine devam edemeyen ailelerimizin mevcudiyetidir. Kanser hastalarının bu büyük sorununa çözüm olmak amacıyla Mucize evi – Konaklama ve Yaşam Merkezi’ni hayata geçirdik. Mucizevi – Konaklama ve Yaşam Merkezi’nde, İstanbul dışında ikamet edip tedavileri için İstanbul’a gelen hastalarımıza ve refakatçilerine, tedavileri boyunca ücretsiz olarak: konaklama (bir refakatçisi ile birlikte kişiye özel odalarda), 7/24 sıcak su, güvenlik, internet hizmeti, 3 öğün yemek, psikolojik destek, beslenme danışmanlığı, tedavi takibi, onkoloji koçluğu, beceri edindirme kursları gibi yaşamsal hizmetleri vermekteyiz. Mucize evine gelmek isteyen vatandaşlarımız 0212 238 30 30 numaralı telefondan derneğimize ulaşabilirler.

 

“EN SIK GÖRÜNEN KANSER TÜRÜ AKCİĞER, MEME, KALIN BAĞIRSAK, PROSTAT VE TİROİD KANSERİDİR.”


SORU5: Bize biraz fa Türkiye’nin kanser karnesini anlatabilir misiniz?

- Ülkemizin nüfusu artmaya devam ediyor. Buna paralel olarak yıllık yeni tanı alan kanser hasta sayısı da artıyor. 2020 yılında Türkiye nüfusu 84.339.067 iken, yıllık yeni kanser vaka sayısı 233.834 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 126.335 olarak bildirildi. 2018 yılında Türkiye nüfusu 81.916.866 iken, yeni vaka sayısı 210.537 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 116.710 olarak bildirilmişti.

2020 yılında ülkemizde en sık görülen ilk 5 kanser türü, akciğer kanseri, meme kanseri, kalın bağırsak kanserİ, prostat kanseri ve tİroid kanseri idi. Bu 5 kanser türü, tüm kanserlerin %50'den fazlasını oluşturdu.

Erkeklerde en yaygın görülen ilk 5 kanser türü akciğer kanseri, prostat kanseri, kalın bağırsak kanseri, mesane kanseri ve mide kanseri idi. Erkeklerde görülen kanserlerin en az %40'ının sigara ilişkili olduğu tahmin edilmektedir.

Kadınlarda en yaygın görülen ilk 5 kanser türü meme kanseri, tiroid kanseri, kalın bağırsak kanseri, akciğer kanseri ve rahim kanseridir. Kalın bağırsak kanserlerinin hem erkekler hem kadınlarda en sık görülen 3. kanser olması dikkat çekicidir.

Ülkemizde erkeklerde kanser sıklığının kadınlara göre belirgin yüksek olması dikkat çekicidir. Ülkemizde, 75 yaş öncesi her 4 kişiden birinin kanser teşhisi aldığı bildirilmiştir.

“KANSERDEN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK”


SORU6: )Değerli hocam son olarak, size göre günün birinde kanser hastalığına kesin çözüm bulunabilecek mi? Yakın zaman sürecinde kanseri, bir grip bir nezle gibi basit hastalıklar grubunda görebilecek miyiz?

- COVİD-19 aşısının çalışmalarında mRNA yöntemini kullanması ve yüzde 95’in üzerinde korona virüse karşı etkili olması kanser aşısı açısından da umutları arttırdı. Elbette kanser hastalığının tamamen biteceği günleri göreceğiz ancak o güne kadar yapılması gereken erken teşhise dikkat çekerek kansere bağlı yaşam kayıplarını en aza indirmek. O güne kadar değişmeyecek ve eskimeyecek sloganımızı tekrar hatırlatmak istiyorum ‘’KANSERDEN KORKMA GEÇ KALMAKTAN KORK’’

-RÖPORTAJ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM

-BİZ TEŞEKKÜR EDERİZ…