Sosyolog ve Aile Danışmanı Raziye Tatık: ilişkiler üzerine kurulu bir dünya
İnsan doğar, büyür ve gelişir
İnsan doğar, büyür ve gelişir. Dünya da var olan her şey insan içindir!
İlişki kurmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak gibi.
Hepimizin toplum da yer aldığı rolleri vardır.
Ya birisinin sevgilisi, ya da nişanlısı veyahut birinin eşiyiz.
Yani bizi tamamlayan bir partnerimiz var.
“Partnerimiz olmayabilir!” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, partnerimiz de olmayabilir ama insan doğası gereği bazı ihtiyaçlara sahiptir.
Nasıl ki nefes almak için oksijene ihtiyacımız varsa erkek ya da kadın olalım her iki cinsinde karşı cinse ihtiyacı vardır.
Bugün olmasa yarın…
Peki, ihtiyaç duyduğumuz için mi sevgili oluruz ya da evleniriz?
Tabi ki de hayır!
Her ne kadar ilk bakışta kadın erkek arasında ihtiyaç kelimesi denince buna karşılık cinsel ihtiyaç aklımıza gelse de, cinsel ihtiyaç hep ikinci planda kalmaktadır.
İkili ilişkilerde cinsellikten önce etkileşim, sözel olamayan ipuçları ve sözel olan ipuçları önemlidir.
Örneğin tanıştığımız partnerin göz rengine, ses tonuna âşık oluruz veya güvenilir olduğu için evleniriz.
İkili ilişkilerin başlangıç aşaması olan flört dönemine başlamadan önce partnerimizle tesadüf ya da bir eş/ dost vasıtası ile tanıştığımızda; ilk karşılaşmada bir gülümseme veya bir bakışmanın etkilemesiyle ilk görüş de aşk yaşarız.
Tam tersi bir durumda ise hiç etkilenmeyip, “Elektrik alamadım!” deriz.
Mutlu bir ilişkide iki taraf da karşı tarafın kriterlerini karşılayabilmeli ki mutlu olabilsin…
Etkileşimi başlatan bir kriter (sözel olmayan ipuçları; jest, mimik, ses tonu, beden duruşu) evlendikten sonrada devam etmelidir. Örneğin, eşinin bakımlı ellerinden etkilenen partnerin evlendikten sonra eşinin bakımı bırakmasından dolayı mutsuz olduğunu dile getirirken etkileşim kriterinin bakımlı eller olduğunu anlayabiliyoruz.
Mutsuz ilişkiler ve ayrılıkların çoğunun bu ve benzeri nedenlerden olduğunu da biliyoruz.
Peki, mutsuz bir ilişkide; hiç düşündünüz mü hatayı nerede yapıyoruz?
Hatadan ziyade ikili ilişkiler de yanlış seçimler yapabiliyoruz ya da etkilendiğimizi sanabiliyoruz.
Göz renginden etkilenip evlilik düşünebiliyoruz. Bir kritere bağlı evlilikler yaptığımızda ilerde sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Etkilendiğimizi düşünüp söylenen sözlere inanıyoruz, güveniyoruz, ilişkinin devamının olabileceğini düşünüp ilişkiye başlıyoruz (sözel olan ipuçları).
Klasikleşen bir örnek ile devam etmek istiyorum; sevgililik dönemin de annesine çok bağlı olan partneriniz evlenince değişebileceğini düşünüp idare ediyorsunuz fakat evlendikten sonra da aynısı olunca sorunlar başlıyor.
Evlenmeden önce nasıl bir partneriniz var ise evlendikten sonra da aynı olacağını unutmayın!
Evlenmeden önce, sevgililik döneminde her şeyi tozpembe görmek yerine bütün ömrünü birlikte geçireceğin insanla neler yaşayabileceğinizi, nelere göğüs gerip hangi durumda geri çekilebileceğinizi düşünün sonra kendinize “ben bunları sorun haline getirir miyim?” veya “anlayışla karşılayabilir miyim?” diye sorun.
Bu soruların cevaplarını önceden belirlemelisiniz ki mutlu ve devamlılığı olan ilişkiniz, evliliğiniz olsun.
Hep derim; “mutsuz ilişki yoktur, birbirinin kriterlerini karşılamayan çiftler vardır!”
İlişkilerde tabi ki sorunlar olacaktır. Sorunlar beraber aşıldığında ilişki kuvvetlenir.
Hepinize mutlu, kuvvetli ve sevgi dolu bir ilişki dilerim.
Sevgi ve saygıyla…