Okullarda Ders Programı Alternatifi Bitmiyor.
Milli Eğitim Bakanlığının haftalık ilk ve orta öğretimdeki okullar için hazırlamış olduğu bir ders programı vardır. Buna Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Devlet Okulları uymak zorundadır. Bu programı Milli Eğitim Bakanlığı web sayfalarından da görüntülenebilmektedir ama her yıl olduğu gibi bu yılda birçok devlet okulu bu ders programını dikkate almadan kendi kafalarına göre ders programı oluşturuyorlar.
Bu durumu bir örnekle açıklamak istiyorum;
İstanbul’da bir devlet okulunda 3. Sınıf ders programı,
Okulumuzun yapmış olduğu ders programı bu şekilde. Peki, Milli Eğitim Bakanlığının Resmi Sayfasında yayınladığı ders programı nedir?
(Haftalık ders sayısı olarak giriyorum, resmi sayfaya ekten ulaşabilirsiniz.)
Türkçe, 8 ders.
Matematik, 5 ders.
Hayat Bilgisi, 3 ders.
Fen Bilimleri 3 ders.
Yabancı Dil, 2 ders.
Görsel Sanatlar, 1 ders.
Müzik, 1 ders.
Oyun ve Fiziki Etkinlik 5 ders.
Serbest Etkinlik 2 ders. Bu duruma göre yukarıdaki ders programını karşılaştıralım. Okul, güzel bir program yapmış gibi görüyoruz. Bu program da sınıf öğretmenlerine tebliğ edilmiş.
…ama?
Aklıma gelen ilk soru; Milli Eğitim Bakanlığının okul müdürlerinin sınıf öğretmenlerine tebliğ etmiş olduğu bu alternatif ders programından haberi var mıdır?
Evet, var ama yasal olarak bir izni yok!
İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine soruyoruz, eminim onlarda bu durumu biliyorlar ama “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” misali “bize şikâyet gelmesin yeter” mantığıyla bakıyorlar galiba.
Gelelim diğer sorumuza, Robotik Kodlama, Drama, Satranç, Seramik Atölyesi, Halk Oyunları vs. gibi dersler görüyoruz bu dersleri sınıf öğretmeni mi veriyor yoksa dışardan öğretmen mi geliyor?
Tabi ki bu dersleri sınıf öğretmenleri vermiyor. Okul aile birliğinin paraya ihtiyacı olduğu için, burası da bir kazanç kapısı; bu dersler için velilerden ücretler toplanıyor ve dışardan bu dersler için belli bir ücret karşılığı (saat/ders) öğretmen adı altında birileri geliyor.
Peki, dışardan gelen bu kişilerin valilik veya kaymakamlık onayları var mıdır? (devlet kurumunda derslere girmek o kadar kolay mı?)
Hayır! Yok…
Hiçbir vali veya kaymakam ders saatinde derse giren dışardan birilerine izin vermez! Sadece Gençlik ve Spor Bakanlığının görevlendirdiği öğretmenlere izin verir…
Hadi bunu da geçtik, diyelim. Okul müdürü bu durumu da kendi değerlendirmiş olsun. Bu derse giren şahısların ders verme yetkileri ve yeterlilikleri var mıdır?
Hayır! Yetkileri yok ve yeterlilikleri olup olmadığı ile ilgili yapılabilecek hiçbir resmi kontrol mekanizması yok. Biz şimdi nerden bilelim bu kişi, terör örgütüne mi üyedir, sapık mıdır, çocukların aklını karıştırmak için bir şeyler mi planlıyor?
Bu arada bu dışardan öğretmen adı altında bu derslere giren şahıslar dersteyken sınıf öğretmeni ne yapıyor?
Sınıf öğretmeninin ders saatinde dışardan dersine birilerinin girilmesinde ki sorumluluğu nedir? Her hangi bir durumda sorumlu mudur?
Sınıf öğretmeni ders saatinde derste olmak zorundadır. Sınıfından sorumludur. Ders sınıf öğretmenine zimmetlidir. Sınıf öğretmeni hiçbir zaman dışarıdan bir kişinin ders anlatması için derse girmesine okul müdürünün haberi olsa bile izin veremez.
O zaman zarfında sınıf öğretmeni derse girmemiş sayılır. Tespiti halinde ceza alır ve ek dersi kesilir. Sınıf öğretmeninin sınıfta olması da durumu değiştirmez.
Gelelim en zor sorumuza, okul müdürlerinin ders saatinde dışarıdan derse giren kişi veya kurumlardan şahsi menfaati var mıdır?
Bu biraz ağır olacak ama hiç kimse kusura bakmasın (Sözüm meclisten dışarı.) Okul müdürü ders saatinde dışarıdan bir kişinin derse girmesini istiyorsa ya çok saftır ya işi bilmiyordur ya da gülmekten söyleyemiyorum…
Şimdi diyeceksiniz ki, “Biz çocuğumuzun sosyal etkinliklere dâhil olmasını istiyoruz. Yani robotik kodlama, satranç, drama, halk oyunları vs. derslerini almasını istiyoruz. Bu mümkün değil mi?”
Tabi ki mümkün. Bu dersler okullarda verilebilir ama Çocuk Kulübü Yönergesi kapsamında vali veya kaymakamlık oluru ile ders saatlerinden sonra.
Tekrar başa alıp hızlıca toparlamak gerekirse buradan şunu anlıyoruz. Yani Milli Eğitim Bakanlığının hazırladığı ders programı çizelgesini kullanmayıp da okulların/okul müdürlerinin kendi hazırladıkları ve bunlara uymakla öğretmenleri zorunlu tuttukları çizelgeyi hazırlama amaçları;
“Ey Milli Eğitim Bakanlığı, ilkokullarda okutulan senin hazırlamış olduğun haftalık ders çizelgesini ben yetersiz buluyorum. Ben bir okul yetkilisi/müdürü olarak sizden çok daha verimli bir ders çizelgesi hazırladım. Bu hazırlamış olduğum çizelgenin uygulanması ile okula maddi destek sağlıyorum.”
“Ey vali veya kaymakam sizin yönettiğiniz ilde veya ilçede sizin onayınız olmadan ders saati içinde dışarıdan gelen kişilerin derse girmesine ben onay veriyorum. Dışarıdan gelen kişiler sapık veya terör örgütü olma olasılığını da ben göze alıyorum.”
“Ey veli sizi çok seviyorum. Siz paraları getirin yeter. Ben ders saati içinde devletin atadığı öğretmenden daha iyi eğitim veren dışarıdan öğretmen getiririm.”
Takdir sizin, Her ne kadar sürçülisan ettikse affola!