Meclis Araştırması Gerekliliktir! 

Devletin malı deniz değildir.

Dünkü haberimizin devamının geleceğini okurlarımıza belirtmiştik. Bu iddialarla ilgili araştırma yapacak ve sorumluların ortaya çıkartılmasına destek olacak tüm siyasi partilerimize teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Haberlerimizde görülüyor ki; TEİAŞ 3. Bölge Müdürlüğü üst yönetimi, paralel bir yönetim kurmuş, bu anlayış kamu düzeni açısından çok sorunludur.

Gündeme taşıdıklarımızı dün altı madde olarak özetlemiştik, bugün kaldığımız yerden devam ediyoruz.

7-Anormal mesailer; şöyle ki, bir çalışanın Bölge Müdürüyle arasının iyi olması neticesinde, kamulaştırma servisinden iletim hatları kontrollüğüne geçtiğini, bunun için gerekli eğitimleri almadan çalışmaya devam ettiğini, gece 00:00'da başlamak üzere günde yirmi saat mesai yaptığını, bu durumun dört gün üst üste devam ettiğini gündeme taşımıştık.

Gece mesaisi zaruri midir, gerekçesi nedir?

Fiili olarak gerçekten çalışma olmuş mudur ve bu mesaileri alan personel, çalışma sahasında bulunmuş mudur?

Amirler, bu anormal mesaileri neden imzalamıştır?

Çok tehlikeli İşler kapsamına giren TEİAŞ'ın işlerinde, gece çalışmaları, iş güvenliği açısından yasal mıdır?

4857 sayılı İş Kanununda bir işçi, fazla çalışma dâhil, bir günde on bir saatten fazla çalıştırılmaz denilmesine rağmen, günde yirmi saat mesainin bir açıklaması var mıdır?

Devletin malı deniz değildir.

8-Bölge Müdürü'nün 'yakın' mesai arkadaşları...

Bölge Müdürlüğü'nün birtakım ayrıcalıklı çalışanlarını yazmıştık. Bunlar; hak ediş servisi eski şefi, idari ve sosyal işler eski şefi, sendika temsilcisi.

Hak ediş eski Şef’inin oğlu TEİAŞ'a bağlı trafo merkezinde çalışıyor, bir başka yakını, özel sektörde çalışmasına rağmen TEİAŞ lojmanında ikamet ediyor çünkü TEİAŞ'ın işletmesini yapan özel firmada mühendis olarak çalışıyor, kendisi de kurum lojmanında ikamet ediyor, aynı zamanda lojmanlar site yönetiminde görev yapıyor.

İdari ve Sosyal İşler Şefi, kendi eşini, şartları sağlamamasına rağmen aşçı olarak işe aldırıyor ve bu şartnamede kendi imzası bulunuyor. Kurum lojmanında ikamet ediyor.

Sendika temsilcisi, mesai saatlerinde kartını, kendisi yerine oda arkadaşına bastırıyor ve bu durum tespit ediliyor. Yıllardır son derece esnek çalışma saatlerine sahip oluyor ama nedense hiçbir amiri buna müdahale etmiyor. Mesai saatlerinde görev mahallini terk edip gelir getiren farklı işlerde çalışıyor, bu da yetmiyor eşini spor tesislerinde sorumlu olarak işe aldırıyor.

Kendisi hem lojmanlar site yönetiminde hem spor kulübünde yöneticilik yapıyor.

Bu konuların müfettişlerce araştırıldığı iddia ediliyor ama ilginçtir ki hepsi aynı görevine devam ediyor. Bu da, büyük bir soru işareti bırakıyor akıllarda...

9-2023 yılı sonunda bir teftiş geçiriliyor, teftişten sonra, yaklaşık on kişi sürülüyor, içlerinde kadınlar ve anneler de var.

Peki, bu kadar kişinin sürülmesinin nedenleri araştırılıyor mu? Böyle bir keyfiyet nereden kaynaklanıyor?

Birileri haksız yere sürülerek korku iklimi oluşturuluyor.

Bir kamu kurumu teftiş edilmekten neden çekinir?

Sürülenler, mağdur edilen kadınlar ve anneler, tehdit edilenler, hakarete uğrayanlar, mezhepçilik, saldırıya uğrayanlar, tazminatsız işten atılanlar, ama diğer yanda ayrıcalıklı personeller...

Şunu soralım, bu kadar sorunlu durumun içinde, sizler asli görevinizi yapıyor musunuz?

Burası bir teknik kurum ama teknik kurumdan çok uzak bir görüntü çiziyor.

TEİAŞ Genel Müdürlüğü, İzmir'i böyle bir yönetim anlayışına neden teslim ediyor merak ediyoruz.

Devamı gelecek...

Biz sadece karınca misali ağzında suyla, yazarak duyurarak konuşarak haber yapıyoruz. TEİAŞ’taki mazlumların sesi olacağız.