Kül ve Altın Tozu

Kül ve Altın Tozu Külü, ehil insanın eline ver, o altına dönüşür

Kül ve Altın Tozu

Külü, ehil insanın eline ver, o altına dönüşür...

Bakmak ve görmek arasında büyük bir fark vardır. Herkes bakar ama baktığını ehil olan insan görür...

Görmek de insanın içini, yüzünü, gözünü, meşgulünü, durumunu görmektir, bunu da ehil olan insan görür...

Burda ki görmek kül ve altını karıştırıp onu ayırıp görmek değildir, burda ki görmek ehili sünneti görmektir...

Gökyüzü sen gördüğün zaman mavidir.
Rüzgar, yüzüne vurduğu zaman rüzgardır.
Su, kana kana içildiği zaman su ve dağ aşıldığı zaman dağdır...

Ehli bakar, bakarda kalbe dokunur! Eksiği fark etmiştir, farkta burda bellidir... Ehil insan eksikleri, kusurları farkedip kapatan insandır. Bakan göz görmek isterse işte o zaman, "insan sarrafı" deriz ya odur ehli...

İnsan ilişkileri de böyle değil midir? Bir insanın hayatını değiştiren de yine bir insan değil midir? Bittiğini düşündüğümüz, mahvolmuş hayatlar, yeniden başlamak için geç kalınmış değillerdir. Çünkü kül, insan bile olsa ehil insana verildi mi, o insan gerçekten altına dönüşür...

Bir insan tanıdım hayatım değişti, hayatımı güzelleştirdi. Kelimeleri sevdirdi, Şiir oldu. Şiiri sevdirdi, Metin oldu. Bir kitap okudum, hayatım değişti gibi bir şey bu. Bizim de hayatımız da mutlaka şans diyeceğimiz birileri olmuştur. Bunu akıldan çıkarmamamız gerekiyor. Belki biz de birinin şansı olabiliriz. Hayatlara temas etmemiz lazım. Bizim için çok küçük, çok basit bir şey olabilir bu ama belki bir insanın hayatına yaşamı boyunca etki etmiş olacağız. Bunun vermiş olduğu huzur, mutluluk nerede var?

Bu mutluluğu herkesin tatması dileğiyle. Daha fazla dokunalım insanlara, fırsat verelim, yol verelim belki de yeni bir şair, yeni bir lider, yeni bir iş insanı yetişmesine vesile olacağız. Bir de üstüne vesile olduğumuz kişi bir eser bırakırsa insanlığa, o zaman tadından yenmez...

Külü, ehil insana verelim, altına dönüştürsün...