Afet sigorta sistemi kuruluyor

Türkiye Sigorta Birliği'nin düzenlediği 2. Uluslararası Sigorta Zirvesi'nde konuşan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, 'Özellikle DASK'ın, diğer...

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Osman Çelik, DASK’ın, diğer afetleri de kapsayacak şekilde dönüştürülerek, afet sigorta sisteminin kurulacağını açıkladı. Osman Çelik, Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) düzenlediği 2. Uluslararası Sigorta Zirvesi’ne katılarak, açıklamalar yaptı.

Osman Çelik, açıklanan Orta Vadeli Program’ın en önemli bileşenlerinin afet sigortası sistemini de içerisine alan afet yönetimi olduğunu, bu konudaki kararlılığın ortaya net bir şekilde konulduğunu söyledi. Kahramanmaraş depreminde en çok konuşulan kurumlardan birinin de DASK olduğunu belirten Çelik, “Kurulduğundan itibaren üzerine düşen yükümlülüğü hızla yerine getiren DASK, depremlerde de çok kısa bir süre içerisinde 33.7 milyar TL’lik hasar ödemesi gerçekleştirdi. Yine Türkiye genelinde zorunlu deprem sigortası poliçe sayısı yaklaşık 11.8 milyona ve yüzde 59 sigortalılık oranına ulaşmış olup, tüm paydaşların katkısı ile bu oranın daha da yukarıya çekilmesi önemli” dedi

DASK DÖNÜŞECEK

Osman Çelik, Türkiye yüzyılında sektörün gelişimi için atılacak adımların Orta Vadeli Program’da somutlaştırıldığını da ifade ederek, şunları söyledi:

“Özellikle DASK’ın, diğer afetleri de kapsayacak şekilde dönüştürülmesi hedefleniyor. Afet sigorta sistemi kurularak vatandaşlarımızın tüm afet tehlikelerini kapsayacak şekilde korunması önemseniyor ve buna yönelik çalışmalar devam ediyor. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile beraber son şeklini vermek üzereyiz.”

SAHADA YER ALMALIYIZ

Osman Çelik, finans sektöründe yaklaşık yüzde 5’lik bir paya sahip sigortacılık ve özel emeklilik sektörünün, ekonomiye katkısının, aldığı payın çok ötesinde olduğuna da dikkat çekerek, “Sektörün finansal sektörden aldığı pay aslında potansiyelinin çok altında. Dolayısıyla ben de şu vurguyu yapma ihtiyacı hissediyorum, sahada çok yer almamız gerekiyor. Finans sektöründen gelen birisi olarak ne kadar sahada yaygınlaşırsak vatandaşa ne kadar dokunursak, ürünlerimizi, hizmetlerimizi aktarırsak, sigorta sektörünün de o kadar hızlı şekilde büyüyeceğini düşünüyorum” diye konuştu.

DEPREM İÇİN HIZLICA FON BİRİKTİRMELİYİZ

2. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nde konuşan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Mehmet Akif Eroğlu, olası Marmara depremine hazır olmak adına hızlıca fon biriktirilmesi gerektiğini söyledi. Eroğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“Deprem kuşağında yer alan ülkemizin vatandaşları için zorunlu deprem sigortasında ihtiyari konut sigortasını da kapsayacak reform niteliğinde değişikliklere gidiyoruz. Poliçelerde enflasyon klozu getirerek, sigortalılarımızı deprem riskine karşı koruduğumuz gibi enflasyona karşı da korumuş olacağız. Kurum olarak sektörümüz ile olası Marmara depremine ne kadar hazırlıklıyız bunun değerlendirmesini yaptık. İsteğe bağlı sigortalarda ve ticari, sınai rizikolar tarafında revizyona ihtiyaç olduğunu gördük. Marmara depreminin olası maliyeti 90 ila 120 milyar dolar aralığında tahmin ediliyor. Dolayısıyla Marmara depremine hazır olmak adına hızlıca fon biriktirmemiz gerekiyor. Şirketlerin reasürans korumalarının yeterli seviyede olmasını sağlayabilmeleri için stres testi yapmalarını çok önemsiyoruz. Yıllık stres testinin mutlaka beklenen Marmara depremini de kapsaması gerekmektedir.”

REASÜRANS BULMAKTA ZORLANIYORUZ

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, 2. Uluslararası Sigorta Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, 6 Şubat depremleri ile birlikte dünyada artan iklim değişikliği kaynaklı doğal afetler nedeniyle reasürans kapasitesinin ciddi şekilde tartışılmaya başlandığını belirterek, şunları söyledi:

“Sigortacılığın sürdürülebilirliğinde reasürans desteği olmazsa olmaz. Bu konuda ülkemizde yerleşik reasürans şirketlerimiz ve global reasürans şirketleriyle sigorta şirketlerimizin ülkemiz sigortacılığına olan kapasitelerinin artarak devam etmesi için yoğun şekilde çalışıyoruz. Ama şunun da altını çizmeliyiz ki, işimiz çok zor. Hem reasürans kapasitesi bulmada zorlanıyoruz hem de reasürans maliyetleri artıyor. Tabi ki burada en önemli risk olası bir İstanbul depremi olarak karşımızda duruyor. Bu konuda da ‘hemen şimdi’ dememiz çok önemli. Orta Vadeli Program içinde yer alan, tüm afet tehlikelerini kapsayacak afet sigortasının geliştirilerek yaygınlaştırılması ve zorunlu deprem sigortasının beyanı ve ödemesinin etkin takibinin sağlanması ve bina tamamlama sigortasının yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmaları yoğun şekilde sürdürüyoruz.”